Antalya Tasarım Grubu - Web Sitesi Tasarım | ATG - Antalya Tasarım Grubu Genel Bilgi Sayfaları | Geri İleri |
|
Antalya Tasarım Grubu - Web Tasarım, OEM ve Markalı Bilgisayar Satışı - Güvenlik Sistemleri - Teknik Servis Hizmeti Osmanlı Devleti'nin Genel Özellikleri Osmanlı tarihi, Anadolu
Türkiye tarihinin 4. dönemini oluşturur. Türk devletleri içinde en
uzun süre yaşayan ve en geniş sınırlara ulaşanıdır. Türk Devletleri içinde
merkezi otoritesi en güçlü olanıdır. Kültür ve uygarlık alanında
en çok ilerleyen Türk Devleti'dir. Mutlak egemenlik haklarını
hükümdar kullanır. Ancak, I. Ahmet dönemine kadar veraset yasası belirgin
değildir. Şeriat hukuku ile yönetildiğinden
Teokratik, mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullandığından Monarşik devlet
yapısı görülür. Fetih temeline dayandığından
askeri, etnik yapı çeşitli olduğundan çok uluslu bri imparatorluktur. Fetih politikası, dinsel
(cihat) ve ekonomik (ganimet) amaçlı olmuştur. Osmanlıların Kökeni 1243 Kösedağ Savaşı'ndan
sonra Anadolu'da Moğol hakimiyeti başladı. Bu tarihten önce Kayı Boyu,
Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat zamanında Anadolu'ya gelmişti. Kayı Boyu Anadolu'ya ilk
geldiğinde başında Ertuğrul Gazi bulunmaktaydı. Anadolu Selçuklu Sultanı
tarafından Kayı Boyu'na Söğüt ve Domaniç kışlak olarak verildi. Kuruluş Sırasında Anadolu ve Çevresi Kayı boyu Söğüte geldiğinde
Anadolu'da Beylikler dönemi başlamıştı. Anadolu Selçuklu Devleti
henüz yıkılmamış fakat İlhanlı Devleti'nin egemenliği altına girmişti. IV. Haçlı seferi sırasında
İstanbul'dan kaçan Rumlar Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon Rum Devleti'ni
kurmuştu. Batı Anadolu ve Marmara
Bölgesi Bizans hakimiyetindeydi. Moğol istilası nedeniyle
Anadolu'ya Türkmen akını başlamıştı. Türkmen göçleri sonunda
Anadolu'daki Hristiyan nüfus azaldı, Hristiyanlar şehirlere yerleşti. Türkmenler Selçuklu
etkisinden kurtardıkları mistik liderleriyle tarikatlar kurmuştu. Zanaat loncaları yani ahiler
zamanla güçlenerek, halkı askeri ve siyasal kargaşaya karşı korumuştu. Türkmenlerin çoğu köylere
yerleşerek tarım ve hayvancılıkla uğraşmıştı. Göçebe yaşamı sürdüren boylar
daha çok Güney Anadolu'da, Toroslar'ın eteklerine ve Çukurova'ya yerleşmişti. Ege, Marmara ve Doğu
Karadeniz'de Rumlar, Kayseri ve Sivas'ta Moğollar, Çukurova ve Doğu Anadolu'da
Ermeniler yaşamaktaydı. Anadolu'nun Kuzey Doğu'sunda
Altınordu Devleti hüküm sürmekteydi. Doğu Anadolu ve İran
Bölgesi'nde İlhanlılar bulunmaktaydı. Trakya Bölgesi ve Marmara'nın
güneyi ile Batı Anadolu'da Bizans egemendi. Yakın Doğu'da en önemli
siyasi güç Memlük Devleti idi. Balkanlar'da derebeylik
rejimi ile yönetilen, Sırp Krallığı, Bulgar Krallığı, Arnavut Beyliği, Macar
Krallığı, Eflak ve Boğdan Beylikleri, Mora Despotluğu, Bosna ve Hersek
Beylikleri, Erdel Beyliği bulunmaktaydı. Osmanlı Devleti'nin Büyüme Nedenleri İslam dini ve İslam dininin
öngördüğü cihat inancı. Türkmen desteğinin alınması
ve beyliklerle iyi geçinilmesi. Anadolu'ya gelen Türkmenlerin
fethedilen yerlere yerleştirilmesi yani düzenli iskan politikası Balkanlardaki düzensiz siyasi
birlik ve Bizans'taki taht kavgaları. Yetenekli ve deneyimli
yöneticilerin iş başına geçmesi. Merkezi otoritenin güçlü
olması. Fethedilen bölgelerde halka
karşı adil davranılması ve dinsel hoşgörünün olması. Osman Bey Dönemi (1299-1326) Ertuğrul Gazi'nin 1281
yılında ölümü üzerine boyun başına Osman Bey geçti. 1299 tarihinde Osmanlı
Beyliği'nin bağımsızlığını ilan etti. Bu tarih Osmanlı Devleti'nin kuruluş
tarihi olarak kabul edilir. Osman Bey, Yenişehir,
Karacahisar, Yarhisar, Bilecik, Mudurnu ve İnegöl'ü aldı. Osman Bey'e en büyük desteği
Anadolu ahileri ve Türk beyleri sağladı. Bölgede bulunan Bizans
tekfurlarına karşı büyük başarılar kazandı. 1308 tarihinde
Koyunhisarı'nda Bizans ile ilk savaş yapıldı ve başarı sağlandı. UYARI : 1308'de Anadolu
Selçukluları'nın yıkılışı üzerine Osman Bey İlhanlılar'a bağlılığını bildirdi.
Bu dönemde ilk defa para basıldı. 1281 yılında Karacahisar'ı
ele geçirdi. 1320 tarihinden itibaren
ordunun başına Orhan Bey geçti. Orhan Bey 1326'da Bursa'yı
kuşattı. Şehir ele geçirildiği gün
Osman Bey öldü. Orhan Bey Dönemi (1326-1362) Orhan Bey 1324 tarihinde
Osmanlı Beyliği'nin başına geçti. Bursa şehir alınarak başkent
yapıldı. 1329'da İznik üzerine yürüdü
ve Bizans ile yapılan Maltepe Savaşı'nda İznik ele geçirildi. Kocaeli Yarımadası'nın fethi
tamamlandı. 1342'de Ulubat ve Mihaliç
Kaleleri alınarak Karesioğulları ile komşu olundu. İlk Osmanlı donanması bu
dönemde kuruldu. İlk defa 1353 tarhinde
Rumeli'ye geçildi. Marmara'nın kuzey ve batı
kesimlerinin fethi tamamlandı. Gelibolu'nun tamamı, Malkara
ve Keşan ele geçirildi. İlk defa divan teşkilatı
kuruldu. İlk vezir de bu dönemde atandı. İlk Kaptan-ı Derya
(Karamürsel Paşa) bu dönemde atandı. I. Murat Dönemi (1362-1389) I. Murat kardeşlerini
öldürerek tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır. 1362 yılında Sazlıdere Savaşı
ile Bizans ordularını yenerek Edirne'yi fethetti. Gümülcine ve Filibe alınarak
Bizans'ın Balkanlarla olan bağlantısını kesildi. Bu durum Balkan uluslarının
Osmanlı'ya karşı birleşik haçlı ordusu oluşturmalarına sebep oldu. UYARI : 1364 yılında
oluşturulan bu Haçlı ordusu tarihte Osmanlı Devleti'ne karşı oluşturulan ilk
Haçlı ordusudur. 1364 tarihinde Sırp Sındığı
savaşı ile Haçlı ordusu bozguna uğratıldı. Bu savaş ile Balkanlar'da
Macar etkisi kırıldı. 1371'de Sırplarla Çirmen
Savaşı yapıldı ve Sırplar bozguna uğratıldı. 1389 tarihinde ikinci bir
Haçlı ordusu Osmanlı Devleti'ne saldırdı. 1389 tarihinde Kosova Savaşı
ile Haçlı orduları ikinci kez yenildi. UYARI : Bu savaş sonunda,
savaş meydanında bulunan yararlıların büyük bir bölümü düşman askeriydi. Sultan
Murat, savaş sonrası, savaş meydanında dolaşırken uzakta ölüler arasında bir
kıpırdanma oldu. Ölüler arasında uzun boylu bir Sırplı (Kral Lazard'ın damadı,
Miloş) kalkarak padaişaha doğru gelip elini öpmek istediğini söyledi. Padişaha
yaklaşan Sırplı, aniden hançerini çekerek muhafızlara rağmen I. Murat'ı
hançerledi. Sırplı hemen oracıkta paramparça edildi. Anadolu'da
Germiyanoğulları'ndan Kütahya, Simav ve Tavşanlı çeyiz olarak alındı. Ankara ele geçirildi. Çandarlı Halil'in teklifi ile
Yeniçeri Ocağı'nın temeli atıldı. İlk defa devşirme sistemi uygulanmaya
başlandı. Tımar sistemi oluşturuldu. Rumeli Beylerbeyliği
kurularak, merkeze bağlı eyalet sistemi oluşturuldu. I. Bayezit (Yıldırım) Dönemi (1389-1402) Beyliklerler mücadele ederek
Anadolu'nun siyasi birliğini sağladı. İstanbul iki kez kuşatıldı
fakat başarı sağlanamadı. İlk kuşatmada Bizans
Avrupa'dan yardım istedi ve Haçlı ordusu harekete geçti. 1396 Niğbolu Savaşı ile Haçlı
ordusu bozguna uğratıldı. UYARI : Bu savaş sonunda
Mısır'da bulunan Abbasi Halifesi I. Mütevekkil, Yıldırım Bayezit'e gönderdiği
mektupta ona "Sultan-ı İklim Rum" diye hitap etmiştir. Bu savaşla Bulgaristan ele
geçirildi, Eflak ve Bosna Osmanlı Himayesine girdi. İkinci İstanbul kuşatması
sırasında Boğaz'ın Anadolu yakasına Güzelcehisar da denilen Anadolu Hisarı inşa
edildi. Bu kuşatma Timur'un Anadolu
topraklarına girdiği haberi üzerine kaldırıldı. Ankara Savaşı'nın Nedenleri 1. Timur'un cihan hakimi olma
amacıyla büyük bir imparatorluk kurmak istemesi 2. Timur'un, Çin'e yapacağı
seferde Batı'da güçlü bir devlet bırakmak istememesi. 3. Ahmet Celayir ve Kara
Yusuf'un Osmanlı Devleti'ne sığınması 4. Türkmen Beylerinin Timur'a
sığınması ve Beylerin Timur'u kışkırtması. Ankara Savaşı (1402) Timur, 1402 yılında
Anadolu'ya girerek, Sivas'ı aldı. Yıldırım Bayezit ve Timur
Çubuk Ovası'nda karşılaştı. 1402 yılında meydana gelen
Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusu yenildi ve Yıldırım Bayezit esir düştü. Ankara Savaşı'nın Sonuçları 1. Yıldırm Bayezit Timur'a
esir düştü ve esaret altında öldü. 2. Anadolu'da Türk birliği
bozuldu ve beylikler yeniden kuruldu. 3. Batı'ya olan Türk
ilerleyişi yavaşladı ve İstanbul'un fethi gecikti. 4. Bizans İmparatorluğu
geçici bir süre de olsa kendini toparlama fırsatı buldu. 5. Fetret Dönemi başladı. Fetret Devri (1402-1413) I. Bayezit'in oğullarından
Süleyman Rumeli'de, Musa Bursa'da, İsa Balıkesir'de ve Mehmet de Amasya'da
hükümdarlığını ilan etti. Kardeşler arasında taht
kavgası başladı ve Anadolu'nun siyasi birliği sarsıldı. Mehmet Çelebi 1413'te
kardeşlerini ortadan kaldırarak Osmanlı tahtına geçti. Osmanlı Devleti, 11 yıl süren
Fetret Devri'nde, sağlam devlet örgütü ve yerleşmiş sosyal kurumlar sayesinde
yıkılmaktan kurtuldu. UYARI : Fetret Devri'nde Musa
Çelebi İstanbul'u kuşattı. I. Mehmet (Çelebi) Dönemi (1413-1421) Anadolu'da siyasi birliği
yeniden sağladı. Aydınoğlu Beyliği'nden
İzmir'i aldı. Karamanoğlu Beyliği'nden
Akşehir ve Beyşehir'i geri aldı. Candaroğlu Beyliği'ni de
ortadan kadırdı. Eflak Beyi'ni yenerek bu
beyliği hakimiyeti altına aldı. UYARI : Fetret Devri'nde
Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da toprak kaybetmemesinin nedeni Balkanlar'da
izlediği hoşgörü politikasıdır. Batınilik mezhebini yaymaya
çalışan Şeyh Bedrettin Mahmut'un müritlerinden Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal
ile birlikte isyan etti. Fakat isyan bastırıldı. 1420'de Mustafa Çelebi isyan
etti. II. Murat Dönemi Bizans'ın desteklediği
Mustafa Çelebi hükümdarlığını ilan etti fakat 1422 yılında yakalanarak
öldürüldü. İstanbul'u kuşattı fakat
kardeşi Çelebi Mustafa'nın isyanı sonucu, kuşatma yarım bırakıldı. Menteşoğulları,
Candaroğulları, Aydınoğulları ve Taceddinoğulları Beyliklerine son verdi. Germiyanoğlu Yakup Bey, oğlu
olmadığı için topraklarını Osmanlı Devleti'ne vasiyet etti. Osmanlı-Venedik Savaşı (1425-1430) Ankara Savaşı'nı fırsat bilen
Bizanslılar, Eflaklar, Arnavutlar ve Sırplar, Osmanlı aleyhine harekete
geçmişti. Osmanlı Devleti'nin Adriyatik
ve Ege'nin Batı kıyılarına sarkması, Venediklilerin işine gelmiyordu. Osmanlı Devleti de
Balkanlar'da daha güvenli ilerleyebilmek için Venediklilerin elinden Selanik'i
geri almak istiyordu. 1425-1430 yılları arasında
meydan gelen savaşta Osmanlı Devleti Selanik, Yanya ve Serez'i ele geçirdi. Orta ve Güney Arnavutluk'ta
Osmanlı egemenliği sağlanmış oldu. 1444 yılında Osmanlı ordusu
Haçlılara karşı yenilgiler aldı. Osmanlı Devleti, 1444 yılında
kendi lehine olmayan Edirne Segedin Antlaşması'nı imzaladı. II. Kosova Savaşı (1448) 1444 Varna yenilgisinden
sonra yeni bir haçlı ordusu oluşturuldu. Jan Hunyad önderliğindeki
Haçlı ordusu Mora seferine çıkmış bulunan II. Murat'ın ordusuna saldırdı. 1448 tarihinde meydana gelen
Kosova Savaşı'nda Haçlı Ordusu bozguna uğratıldı. Balkanlardaki Osmanlı
hakimiyeti kesin olarak sağlanmış oldu. Bu tarihten itibaren,
Avrupalılar, Osmanlı Devleti'ne karşı bir daha Haçlı ordusu oluşturma cesareti
bulamadı. Bu tarihten sonra Avrupalılar
sürekli savunmada kalmış, Osmanlı saldıran taraf olmuştu. II. Mehmet (Fatih) Dönemi İstanbul'un Fethi Nedenleri ve Hazırlıkları İstanbul'un Fethinin Nedenleri 1. Osmanlı toprak
bütünlüğünün sağlanmak istenmesi 2. Bizans'ın Balkanlar'da
bulunan Osmanlı topraklarına asker sevkinin engellenmek istenmesi 3. Bizans'ın Osmanlı taht
kavgalarını desteklemesi 4. Hz. Muhammed'in fethi
teşvik edici hadisi 5. İstanbul'un dünya ticaret
yolları üzerinde bulunan önemli bir kent olması Fetih Hazırlıkları Hristiyan aleminin Bizans'a
yardım etmesini engellemek için bazı Avrupa ülkeleri ile antlaşmalar yapıldı. Anadolu Hisarı'nın karşısına
Rumeli Hisarı yapıldı. UYARI : Bu hisarın yapılma
nedeni Balkanlar'dan karadeniz yolu ile yapılabilecek yardımları kesmek ve
Boğazları kontrol altında tutmaktır. 400 parçalık bir donanma
meydana getirildi. Muslihiddin, Saruca Sekban ve
Macar Urban'a büyük kuşatma topları döktürüldü. İstanbul'un Fethi (1453) Bizans İmparatorluğu İstanbul
şehri ile civardaki birkaç kasabaya hakim bir durumdaydı. Bizan elindeki donanmayı
Haliç'e çekerek, Haliç'in ağzını zincirle kapattı. İstanbul, hem karadan hem de
denizden çok sağlam surlarla çevrilmişti. 6 Nisan 1453 sabahı kuşatma
başladı. 21-22 Nisan gecesi 72 parça
donanma karadan Haliç'e indirildi. 29 Mayıs 1453 sabahı
İstanbul'a girildi. Fethin Tarih Açısından Önemi İstanbul'un Fethinin Türk Tarihi Açısından Önemi 1. İstanbul Osmanlı
Devleti'nin başkenti yapıldı. 2. Fetih ile Osmanlı Devleti
için için İmparatorluk dönemi başladı. 3. Osmanlı Devleti'nin toprak
bütünlüğü sağlandı. 4. Dünya ticaret yollarının
önemli noktası Osmanlıların eline geçti. UYARI : Bu durum Akdeniz ve
Karadeniz ticaretinde etkili olan Venedik ve Ceneviz'e zarar verdi. 5. İstanbul'da bulunan
Ortodoks Kililsesi'nin koruyuculuğu Osmanlıların eline geçti. UYARI : Böylece Osmanlı
Ortodoksların lideri konumuna gelmiştir. Bu kilisenin denetim altına alınması,
Hristiyan birliğini parçalama amacı taşımaktadır. İstanbul'un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Önemi 1. İstanbul'un fethi ile Orta
Çağ kapandı, Yeni Çağ başladı. 2. Doğu Roma imparatorluğu
sona erdi. 3. Savaş toplarının üstünlüğü
anlaşıldı, sur ve kalelerin önemi azaldı. 4. Feodalizmin yıkılış süreci
hızlanmış oldu. 5. İstanbul'un Türkler'in
eline geçmesi üzerine Avrupalılar yeni ticaret yolları aramaya başladı. UYARI : Bu durum Coğrafi
Keşifler'in zorlayıcı nedenini oluşturdu. Anadolu'daki Fetihler İlk önce 1459'da
Cenevizliler'den Amasra alındı. 1460 yılında Candaroğulları
Beyliği'ne son verildi. 1461'de Trabzon Rum
İmparatorluğu ortadan kaldırıldı. UYARI : Böylece Büyük
Selçukluların başlattığı Anadolu'yu Türkleştirme politikası tamamlandı. 1466'da Karamanoğulları
Beyliği'nden Konya ve Karaman alındı. Otlukbeli Savaşı (1473) Osmanlılar ile Akkoyunlu
Devleti arasında Anadolu'da egemenlik kurma mücadelesi bulunmaktaydı. Akkoyunlu hükümdarı Uzun
Hasan Karakoyunlu Devleti'ni yıkarak, Sivas'a kadar gelmişti. Candaroğulları ve Karamanoğlu
beyleri de Uzun Hasan'a sığınmıştı. 1473 tarihinde yapılan
Otlukbeli Savaşı ile Akkoyunlu Devleti yenildi. UYARI : Bu savaş Akkoyunlu
Devleti'ni zayıflatmış ve onun Şah İsmail tarafından yıkılmasına neden
olmuştur. Batıdaki Fetihler 1454 - 1459 arasında
Sırbistan'a üç sefer düzenlendi, Sırbistan ele geçirildi. 1460'ta Mora despotları
ortadan kaldırıldı. 1462 yılında Eflak, 1476
yılında da Boğdan Beyliği alındı. 1463 yılında Bosna, 1465'te
de Hersek Osmanlı Devleti'ne bağlandı. UYARI : Bu fetih hareketi ile
Balkanlar'da siyasi birlik sağlanmıştır. Denizlerdeki Fetihler Ege'de 1456 yılında Taşoz,
Bozcaada, Semadrek, ve Limni, 1462 yılında Midilli, 1470 yılında da Eğriboz
adaları alındı. 1475 yılında Kefe, Azak ve
Menküp kaleleri alınarak Kırım Osmanlı topraklarına katılıp Osmnalı'ya bağlı
hanlık haline getirildi. Kırım'ın Alınması'nın Sonuçları : 1. Gedik Ahmet Paşa
tarafından Kırım alındı ve Osmanlılara bağlı hanlık haline getirildi. 2. İpek Yolu'nun kontrolü
tamamen Osmanlıların eline geçti. 3. Karadeniz bir Osmanlı gölü
haline geldi. 4. Cenevizlilerin
Karadeniz'deki etkinliğine son verildi. 5. Rusya'ya karşı tampon
bölge yaratıldı ve Rusya'nın Karadeniz'e inişi bir süre engellendi. 6. Kırım'ın bağlı hanlık
olmasıyla Osmanlılara savaşlarda asker ve ekonomik kaynak sağlandı. Osmanlı-Venedik Savaşları (1463-1479) Nedeni : Osmanlı Devleti'nin İstanbul,
Ege Adaları , Amasra, Kırım, Mora Yarımadası ve Yunan Adaları'nı elegeçirmesi
ile Venedik ve Cenevizlilerin ticari darbe yemesi. Sonuçları : Venediklilerin denizde,
Osmanlılar'ın ise karada üstün olması nedeniyle taraflar birbirine üstünlük
sağlayamadı. Venediklilerin barış istemesi sonucu 1479'da Venedik Antlaşması
imzalandı. UYARI : Fatih'in
Venediklilere kapitülasyon vermekle ulaşmak istediği amaçlar şunlardır:
Birincisi ticareti canlandırmak ikincisi ise Avrupa Hristiyan birliğini
parçalamaktır. Otranto Kuşatması (1480) 1. Büyük bir imparatorluk
kurmak isteyen Fatih'in, Batı Roma topraklarına sahip olmak istemesi. 2. Avrupa'ya yapacağı seferlerde
önemli bir üs kazanmak istemesi 3. Roma'ya ulaşarak Katolik
kilisesini denetleyip Avrupa Hristiyan Birliği'ni parçalamak istemesi. Sonuçları : 1. 1480'de Otranto şehri ve
kalesi, Napoli Krallığı'ndan alındı. 2. Fatih'in ölümünden sonra
Otranto Napoli Krallığı tarafından ele geçirildi. Fatih Kanunnamesi Sınırların genişlemesi ve
ihtiyaçların artması üzerine düzenlenmişti. İki bölümden oluşur : Birinci Bölüm : Şehzadelerin
hükümdar olması ile ilgilidir. Burada kardeş katli yasallaşmış ve şehzadelerin
sancaklara gönderilmesi zorunlu tutulmuştu. İkinci Bölüm : Devlet
memurlarının görev ve sorumluluklarıyla ilgilidir. Ayrıca bağlı beylik sistemi
uygulamaya geçirilmiştir. Sadrazamlar Divan toplantılarına başkanlık etmeye
başlamıştır. II. Bayezit Dönemi Cem Sultan Olayı Fatih'in ölümü üzerine Amasya
sancağında bulunan Bayezit devşirmelerin desteğiyle tahta geçti. KOnya sancağında bulunan ve
Türkmenlerin desteklediği Şehzade Cem bunun üzerine taht mücadelesine başladı. Memluklerin'de desteklediği
Cem Sultan, Bursa'yı aldı ve adına para bastırıp hutbe okuttu. 1481'de Yenişehir Ovası'nda
yenilen Cem, Konya'ya kaçtı. II. Bayezit'in gönderdiği
kuvvetlere yenilen Cem Sultan, önce Mısır'da Memlüklülere, ardından da Rodos
şövalyelerine sığındı. Yıllarca Avrupa'da
dolaştırılan Cem Sultan, 1495 yılında Napoli'de öldü. UYARI : Cem Sultan'ın
Avrupalılara sığınması Osmanlıların bu iç sorununu uluslararası bir sorun
haline getirdi. II. Bayezit Cem'i ellerinde tuttukları için Papalığa -1495'te
Cem Sultan'ın ölümüne kadar- vergi ödedi. Bu dönemde İspanyolların saldırısına
uğrayan Beni Ahmer Devleti'ne destek gönderilemedi. Osmanlı-Memluk İlişkileri Osmanlı-Memluk ilişkileri II.
Bayezit Dönemi'nde tamamen gerginleşti. UYARI : Memluk sorunu ileride
kesin bir şekilde Yavuz Sultan Selim tarafından çözümlenecektir. Fatih Dönemi'nde Memlüklüler,
Osmanlı Devleti'nin Hicaz su yolları teklifini reddetmiş ve Dulkadiroğulları
Beyleri arasında çıkan iç çekişmelere karışmıştı. Memlükler, Cem Sultan'ı ve
Karamanoğlu Beyi'ni de himaye etmişti. II. Bayezit 1485'te Memlükler
üzerine sefere çıktı. Bu savaşlar genel olarak
Osmanlıların aleyhine sonuçlandı. Ramazanoğulları Beyliği
alındı. Osmanlı-Venedik İlişkileri 1499'da Venediklilerin
elinden İnebahtı, Modon ve Koron alındı. Navarin Limanı Osmanlıların
eline geçti. Karadeniz kıyılarında Kili ve
Dinyester Irmağı'nın ağzında bulunan Akkerman kaleleri alındı. Osmanlı-İran İlişkileri 1501'de Akkoyunlu Devleti
toprakları üzerinde Safavi Devleti kuruldu. Safavi hükümdarı Şah İsmail,
Anadolu ve çevresinde Şii birçok taraftar topladı. Doğu Anadolu'da Şahkulu Baba
Tekeli tarafından Şii kökenli bir ayaklanma çıkarıldı ve bastırıldı. II. Bayezit'ın izlediği
gevşek politika ve devlet işlerinden iyice elini çekmesi, Şehzade Selim'i
kızdırdı. Selim, 1512'de Osmanlı
tahtına geçti. I. Selim (Yavuz) Dönemi Çaldıran Savaşı (1514) Doğu Anadolu'ya sahip olmak
isteyen Şah İsmail bölgedeki Şii Türkmen aşiretlerini Osmanlı'ya karşı
ayaklandırıyordu. Yavuz İran seferi öncesi
Dulkadiroğlu Alaüddevle'den yardım istedi fakat isteği reddedildi. 1514'te Osmanlı orduları İran
ordularını Çaldıran Savaşı'nda yendi. UYARI : Yavuz Sultan Selim
Trabzon sancağında valilik yaparken Şah İsmail'le savaşmış ve Şah İsmail'in
savaş taktiğini öğrenmiştir. Bu savaş sırasında Osmanlılar hareketli topları
kullanmışlardır. Bu durum, teknolojik ilerlemenin savaşların sonucunu nasıl
etkilediğini göstermektedir. Bu savaş Osmanlı Devleti'ne
Doğu Anadolu'yu kazandırdı. Şah İsmail kaçtığı için
Safavi Devleti yıkılamadı. Tebrize kadar olan bütün
topraklar Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Şii sorunu geçici olarak
çözümlendi ve Doğu Anadolu güvenlik altına alındı. Safavi hazinesi Osmanlı
hazinesine aktarıldı. Turnadağ Savaşı (1515) Yavuz'un Çaldıran Savaşı
öncesi Dulkadiroğullarından istediği yardım reddedilmişti. Yavuz, Çaldıran zaferinden
sonra 1515 yılında Dulkadiroğulları'nı yendi ve bu beylik yıkıldı. Turnadağ Savaşı sonunda
Maraş, Mardin, Elbistan ve Diyarbakır Osmanlı topraklarına katıldı. Anadolu'da siyasal birlik
tamamlanmış oldu. Mısır Seferi Yavuz'un İran seferi
sırasında Şah İsmail ile Memlüklüler Osmanlı'ya karşı bağlaşma yapmıştı. Yavuz, 1516 yılında Mısır
üzerine sefere çıktı. 1516 yılında Mercidabık Savaşı ile Memluk ordusu bozguna
uğratıldı. Mercidabık zaferi ile Osmanlı
Devleti, Suriye ve Filistin'i ele geçirdi. Yavuz Sultan Selim, 1517
yılında tekrar Mısır seferine devam etti. Rıdaniye Savaşı ve Memlük Devleti'nin Yıkılışı Kansu Gavri'nin yerine geçen
Tomanbay Osmanlıları Mısır'dan atmak istiyordu. 1517 yılında yapılan Ridaniye
Savaşı ile Mısır Ordusu bir kez daha yenildi. Rıdaniye Savaşı sonunda
Memlük Devleti yıkıldı ve Mısır Osmanlı hakimiyeti altına alındı. Mısır Fethi'nin Sonuçları 1. Memlük Devleti yıkıldı. 2. Suriye, Filistin ve Mısır
Osmanlı topraklarına katıldı. 3. Doğu Akdeniz Osmanlı
hakimiyetine girdi. 4. Kutsal Topraklar (Mekke ve
Medine) Osmanlı hakimiyetine girdi. 5. Kutsal emanetler ve Mekke
ile Medine'nin anahtarları Yavuz'a yollandı. 6. Halifelik makamı
Osmanlılara geçti. UYARI : Halifelik böylece
Kureyş kabilesinden çıkarak Osmanlı soyuna geçti. Ayrıca Osmanlı'nın teokratik
yapısı tamamlandı. 7. Memlük hazinesi,
İstanbul'a getirildi. 8. Kıbrıs adasını ellerinde
bulunduran Venedikliler, Osmanlı'ya vergi ödemek zorunda kaldı. 9. Baharat yolu Osmanlıların
eline geçti. UYARI : Bu durum Osmanlılar
için büyük bir ekonomik kazançtır. Ancak Portekizliler Ümit Burnu'ndan
Hindistan'a ulaştığı için Osmanlılar buradan kazanç sağlayamadı. I. Selim (Yavuz) Dönemi Genel Özelliği Türk ve İslam alemini tek bir
çatı altında toplamaya çalıştı. Sadece doğu ülkelerine
seferler düzenlendi. Bunun nedeni; Yavuz'un
Türk-İslam devletlerini tek çatı altında birleştirmek istemesi ve devlet
bütünlüğünü sarsacak tehlikeyi Doğu'da görmesiydi. I. Süleyman (Kanuni) Dönemi İç ayaklanmalar Kanuni Sultan Süleyman
Dönemi'nde güçlü devlet otoritesi sayesinde saltanat kavgaları olmamış, ancak
bir takım iç isyanlar çıkmıştı. İlk isyanı 1520 yılında Şam
valisi Camberd Gazali çıkarmıştı. 1524 yılında sadrazam
olamdığı için ikinci vezir Ahmet Paşa isyan etti. Bu sırada Yozgat civarında,
vergi yüzünden Baba Zennun isimli bir şaki isyan etti. 1527 yılında da, Şiiliği
yayma iddiasıyla Kalenderoğlu isyan etti. Batıya Yapılan Seferler Batı'da en zor rakip Kutsal
Roma Cermen İmparatorluğu idi. Şarlken Avusturya ve
Macaristan'ı da yanına çekti. Fransa bu ittifaka karşı
cephe aldı. Kanuni, Şarlken'e karşı
Fransa kralı I. Fransuva'yı destekledi. Fransızlara kapitülasyonlar
verildi. Belgrat'ın Fethi (1522) ve Mohaç Meydan Savaşı (1526) Macaristan'ın Balkan
milletlerini Osmanlı'ya karşı kışkırtması ile 1521'de Macaristan'a sefer
düzenlendi. 1521'de Osmanlı ordusu
Belgrat şehrini ele geçirdi. Kanuni, 1526 yılında
Macaristan'a bir sefer daha düzenledi. 29 Ağustos 1526'da Mohaç
Meydan Savaşı ile Macar Ordusu bozguna uğratıldı. Osmanlı Ordusu Macaristan'ın
başkenti Budin'i (Budapeşte) ele geçirdi. Macaristan toprakları Osmanlı
Devleti'ne katıldı. UYARI : Bu durum Macaristan
toprakları üzerinde emelleri olan Avusturya'yı rahatsız etmiş, böylece Osmanlı
Avusturya savaşları başlamıştır. I. Viyana Kuşatması (1529) Osmanlı Devleti 1522'de
Macaristan'ı fethetmişti. Şarlken ve Avusturya
Arşidük'ü Ferdinand, Macaristan'dan Türkleri atmak istiyordu. 1529 yılında Ferdinand
Macaristan'a saldırdı, Macar kralı Yanoş'da Kanuni'den yardım istedi. Osmanlı ordusu 1529 yılında
tekrar Macaristan seferine çıktı. Avusturya topraklarına giren
Osmanlı ordusu başkent Viyana'yı kuşattı fakat kış nedeniyle kuşatma
kaldırıldı. Almanya Seferi (1533) Avusturya Arşidük'ü
Ferdinand, İstanbul'a elçi göndererek kendisinin Macaristan kralı olarak
tanınmasını istedi. İsteği reddedildi ve
Ferdinand Budin'i işgal etti. Kanuni, yeniden Macaristan
seferine çıktı ve Almanya içlerine kadar ilerledi. Karşısına çıkan kimse
olmayınca İstanbul'a döndü. Avusturya ile Osmanlı Devleti
arasında İstanbul Antlaşması imzalandı. Macaristan Seferi 1533 İstanbul Antlaşması'na
rağmen 1540'ta Macar kralı Yanoş'un ölmesi üzerine Kral Ferdinand, Avusturya
Macaristan topraklarında hak iddia ederek tekrar Budin'i işgal etti. Kanuni 1541
yılında Macaristan topraklarına yeniden girdi. Avusturyalıları Macaristan'dan
attı. Macaristan'ın Osmanlılar
tarafından alınan bölgesi Budin Eyaleti adıyal Osmanlı topraklarına katıldı. UYARI : I. Süleyman,
Macaristan'ı ele geçirdiği zaman iç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı'ya
bağlı duruma getirmişti. Fakat bu durumda Macaristan üzerinde tam bir egemenlik
sağlanamamış, Avusturya vakit kaybetmeden Macaristan topraklarını işgal etmişti.
Bunun üzerine I. Süleyman Macaristan'ı Budin ve Temeşvar eyaleti bir de Erdel
Beyliği olarak üçe ayırdı. Böylece Macaristan doğrudan merkeze bağlandı. Kanuni, 1566'da Avusturya
üzerine tekrar bir sefer düzenledi ve Zigetvar Kalesi'ni aldı. UYARI : Zigetvar seferi
Kanuni'nin son seferidir. Bu savaş esnasında ölmüştür. Askerlerin morali
bozulmasın diye ölümü bir süre gizlenmiştir. Kapitülasyonlar Fransa'ya Kapitülasyonların Verilmesinin Siyasal
Nedenleri Kanuni'nin, Avrupa'da
Şarlken'e karşı giriştiği mücadelede, Fransa'yı yanına çekmek istemesi. Kanuni'nin Avrupa Hristiyan
birliğini parçalamak istemesi. Avrupa'da bir bağlaşık elde
etmek isteği. Fransa ile 1535 tarihinde bir
antlaşma imzalandı. İran Seferleri (1533-1555) ve Amasya Antlaşması Nedenleri : 1. Kanuni'nin daha çok
Batı'ya sefer yapıp, Doğu'yu ihmal etmesi. 2. İran'ın Şiilik
propagandasına devam etmesi. 3. İran'ın Bağdat, Basra ve
Basra Körfezi civarında yaşayan Sunni halka baskı yapması ve halkın Kanuni'den
yardım istemesi. Kanuni, 1533-1553 tarihleri
arasında İran üzerine topam üç sefer düzenledi. Bu seferlerde başarı
sağlanamadı. Çünkü seferlerde İran şahı Osmanlı Padişahının karşısına çıkmadı. 1555 yılında İran ile Amasya
Antlaşması imzalandı. Amasya Antlaşması (1555) Bu antlaşma ile Erivan,
Tebriz, Bağdat ve Doğu Anadolu Osmanlılara bırakılmıştı. Amasya Antlaşması İran
ile Osmanlı arasında imzalanan ilk resmi antlaşma oldu. Deniz Seferleri Rodos'un Fethi (1522) Rodos Adası'nda St. Jean
Şövalyeleri hüküm sürmekteydi. Rodos adası, Papalığın Doğu
Akdenizdeki ileri karakolu görevini yapmakta idi. Şövalyeler Müslüman ticaret
gemilerine saldırmakta ve Hristiyan korsan gemilerine yataklık yapmaktaydı. Rodos Adası, 1522 yılında
fethedildi. Cezayir'in Alınması Kanuni, Şarlken'i Akdeniz'de
zor duruma düşürmek için Cezayir Beyi Barbaros'u İstanbul'a davet etti. Barbaros, Kaptan-ı Derya
olarak Osmanlı donanmasının başına getirildi. Barbaros Hayrettin Paşa
Cezayir'i Osmanlı Devleti'ne hediye etti ve Cezayir savaşsız Osmanlı himayesine
geçmiş oldu. Barbaros Cezayir'e beylerbeyi
olarak atandı. Preveze Deniz Savaşı Avrupalılar Osmanlı'nın
Akdeniz'deki üstünlüğüne son vermek amacıyla Papa'nın önderliğinde Haçlı
donanması hazırladılar. Haçlı donanması Andre Dorya
komutasında, Osmanlı donanması ise Barboros Hayrettin Paşa komutasındaydı. 27 Eylül 1538 tarihinde
meydana gelen Preveze Deniz Savaşı'nda Barbaros Haçlı donanmasını bozguna
uğrattı. Bu savaşla Akdeniz egemenliği
tamamiyle Osmanlıların eline geçti. Hint Seferleri Portekizliler Ümit Burnu
yolunu keşfederek Hint Okyanusu'na ulaşıp, bu bölgeyi ele geçirerek hem
Hindistan'ı ekonomik açıdan kullanmak, hem de Hristiyanlığı yaymak istemişti. Portekizliler aynı zamanda
Müslüman ticaret gemilerine ve hacca giden Müslüman gemilerine zarar vermeye
başlamıştı. Hindistan'daki Gücerat
Müslümanları Kanuni'den yardım istemişti. Osmanlılar 1538-1553 yılları
arasında Hindistan'a dört sefer düzenledi. Osmanlılar Hindistan'a
yaptıkları bu seferlerde başarı gösteremediler. Bunun nedenleri : 1. Osmanlıların bu seferlerde
siyasi veya ekonomik amaç taşımamaları. 2. Dönemin devlet adamlarının
Hindistan'ın ekonomik önemini kavrayamaması. 3. İç denizlere göre yapılmış
Osmanlı gemilerinin, Okyanus'ta Portekiz Donanması ile başedememesiydi. Sokullu Mehmet Paşa Dönemi Sokullu Mehmet Paşa; Kanuni,
II. Selim ve III. Murat dönemlerinde sadrazamlık yaptı. Bu dönemde 1566'da Sakız
Adası Cenevizliler'den alındı. Yemen'in egemenliği sağlandı. 1571 yılında Venediklilerden
Kıbrıs Adası alındı. UYARI : Sokullu bu fethin
arkasından kendisini ziyarete gelen bir Venedik elçisine şu sözleri söylemişti
; "Ziyaretinizin sebebini
anlıyorum, İnabahtı yenilgisinin üzerimizdeki etkisini anlamaya çalışıyorsunuz.
Fakat unutmayın ki, biz sizden Kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik. Halbuki siz
donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı traş etmiş oldunuz. Kesilen kol yerine
gelmez. Lakin traş edilen sakal eskisinden daha gür çıkar. 1571'de İnebahtı Savaşı'nda
Haçlı donanmasına yenildi. Tunus Osmanlı topraklarına
katıldı. Lehistan 1575'te Osmanlı
himayesine girdi. 1577'de Fas Portekizlilerden
alındı. Sokullu Mehmet Paşa'nın Projeleri Sokullu sadrazamlığı
süresince Doğu Avrupa Türkleri ile Kafkasya bölgesini Osmanlı Devleti'ne
bağlamak istedi. Don ve Volga Irmaklarını bir
kanalla birleştirerek, Karadeniz'den Hazar'a geçmeyi planladı. 1579 yılında Süveyş Kanalı'nı
açmayı düşündü, böylece, Hindistan ve Endonezyadaki Müslümanlara yardım etmeyi
planladı. Sokullu 1579 yılında
hançerlenerek öldürüldü, projeleri de uygulamaya konulamadan yarım kaldı. Duraklamanın Nedenleri A. İç Nedenler
: 1. Merkezi Yapıdaki Bozulmalar : Padişahlık Makamının Bozulması I. Ahmet ile birlikte
şehzadelerin sancak eğitimi uygulaması kaldırıldı, şehzadeler sarayda kapalı
bir hayat yaşamaya başladı. Saraya kapanan şehzadelerin
ruhsal yapılarında bozulmalar görüldü. UYARI : III. Mehmet; son kez
sancağa çıkan Osmanlı padişahıdır. I. Ahmet Dönemiyle hanedanın
en yaşlı üyesi tahta geçmeye başladı. UYARI : I. Ahmet, sancağa
çıkmadan tahta çıkan ilk padişahdır. Sadrazamalık Makamının Bozulması Sadrazam padişahtan sonra en
etkili olan ikinci kişi idi. Sadrazamlar, önceleri eğitim
ve tecrübelerine göre seçilirken, daha sonraki dönemlerde rüşvet ve iltimas
yolu ile göreve gelmişlerdi. UYARI : Duraklama Dönemi'nde
61 sadrazam göreve gelmiştir. Duraklama Dönemi'nde
yeteneksiz kişiler sadrazamlık görevine getirildi. Bu durum halkın devlete olan
güvenini azalttı, isyanların çıkmasına neden oldu. Saray Kadınlarının Yönetime Katılması Kimi padişahların zamansız
ölümü üzerine geride tahta geçecek çocuk yaşta kişiler kalıyordu. Veraset sisteminden dolayı
çocuk da olsa bu kişi tahta geçebiliyordu. Bu çocuk hükümdarların tahta
geçmesi ile anneleri devlet yönetiminde etkili olmaya başlıyordu. Kadınların devlet işlerinde
etkinliği Kanuni Dönemi'nde Hürrem Sultan ile başladı. Valide Kösem Sultan ve Turhan
Sultanla devam etti. UYARI : Duraklama Dönemi'nde
IV. Murat'ın annesi Kösem Sultan ile, IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan
yönetimde oldukça etkili olmuşlardı. Zamanla saray kadınları
devlet adamlarının atanmasında da söz sahibi oldu. Bu da bilgi ve beceriden
yoksun kişilerin iş başına gelmesine neden oldu. 2. Orduda Meydana Gelen Bozulmalar : Yeniçeri Teşkilatındaki Bozulmalar Askeri kanun ve geleneklere
saygı gösterilmemeye başlandı. Yeniçerilerin ve Kapıkulu
Ocağı'nın bozulması ile orduya olan güven kayboldu. Kanun-i Kadim'e aykırı askere
alım işlemleri yapılmaya başlandı. UYARI : Yeniçeri Ocağı'na
usülsüz asker kaydeden ilk padişah III. Murat'tır. Devşirme sistemi bozuldu. Yeniçeriler çeşitli
nedenlerden dolayı sık sık ayaklanmaya başladı. Merkeze her istediklerini
yaptırabilen Yeniçeriler, bazan padişahları bile tahttan indirmişti. Eyalet Ordusundaki Bozulmalar XVII. yüzyılda Tımar
dağıtımındaki adaletsizlik ve haksızlık Eyalet ordusunun itibarını zedeledi. Dirlik araziler askerlikle
ilgisi olmayan kişilere verilmeye başlandı. UYARI : Yükselme Dönemi'nde
Eyalet Ordusu Yeniçeri Ocağı'na karşı önemli bir denge unsuruydu. XVII.
yüzyılda eyalet askerlerinin sayısının azalması ile, Yeniçeri Ocağı güç
kazanmış ve devlet yönetiminde Ocağın etkinliği artırmıştır. Bir kısım dirlik arazi de
peşin vergi amacıyla iltizama çevrildi. Donanmadaki Bozulmalar Osmanlı donanması Kanuni
Sultan Süleyman Dönemi'nde en üst düzeye ulaşmış, Barbaros Hayreddin Paşa'nın
ölümüyle de giderek önemini kaybetmişti. Denizcilikle ilgisi olmayan
kişiler kaptan-ı deryalığa getirilmişti. Ekonomideki Bozulmalar Savaş ganimetlerinin
azalması. Uzun süren ve genelde
yenilgiyle sonuçlanan savaşlar. Eskisi gibi yabancı
devletlerden vergi ve hediye alınamaması. Artan saray masrafları ve
devlet ihtişamına paralel olarak lüks ve israfın artması. Sık sık padişah değişiklikleri
yüzünden ödenen cülus bahşişleri. Tımar sisteminin bozulması. Kapıkulu askerlerinin
sayısının artması. Eğitimdeki Bozulmalar Osmanlı Eğitim sistemi
Avrupa'nın oldukça gerisinde kalmıştı. Osmanlı Devleti'nde en önemli
eğitim kurumu medreselerdi. Medreselerin başında bulunan
ulemalar gelişmeye ayak uyduramadı. Medreselerde zamanla pozitif
bilimler askıya alındı. Medrese eğitimi yapmamış bir
çok insana diploma ve ve rütbe verildi. Yeni doğmuş çocuklara
müderris ünvanı verilerek beşik uleması zümresi meydana geldi. Ulemalar zamanla askerle
birlike isyanlara katılıp saraya hücum etti. Toplum Yapısındaki Bozulmalar Siyasi, sosyal ve ekonomik
yapının bozulması ile Anadolu'da Celali İsyanları çıktı. Celali isyanları ile merkezi
otorite tamamen sarsıldı. İsyanların artması üzerine
Anadolu'da yaşayan halk şehirlere göç etmeye başladı. İsyanların bastırılmasında
kullanılan yöntemler, halkla devletin arasının açılmasına neden oldu. B. Dış Nedenler : İmparatorluğun Doğal Sınırlarına Ulaşması Osmanlı Devleti, XVI.
yüzyılın sonunda yaklaşık 20 milyon kilometre kare sınır ve 100 milyon nüfus
ile en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Üç kıtaya yayılan bu
sınırların korunmasında zorluk çeken Osmanlı Devleti, bazen birçok cephede
savaşıyor ve bu nedenle mevcut gücü bölünüyordu. Avrupa'da Merkezi Krallıkların Kurulması Osmanlı Devleti Kuruluş
Dönemi'nde Batı'da çok rahat ilerledi, çünkü Avrupa'da derebeylik rejimi (küçük
kırallıklar) hüküm sürmekteydi. XV. yüzyıl ile birlikte
Avrupa'da güçlü merkezi krallıklar kuruldu. Avrupa, XV. ve XVI.
yüzyıllarda Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform ile önemli adımlar atmış,
Osmanlı Devleti'nde ise aynı gelişmeler görülmemişti. XVII. Yüzyıl Siyasi Tarihi Osmanlı-İran Savaşları III. Murat Dönemi (1577-1590) III. Murat, 1579'da İran şahı
Tahmasb'ın ölümü ile ortaya çıkan taht kavgalarından faydalanarak İran üzerine
sefere çıktı. Osmanlı Ordusu, Hazar
Denizi'ne kadar ilerledi fakat, 1590'da İranlılar'ın barış İstemesi Üzerine
Ferhat Paşa Antlaşması imzalandı. Ferhat Paşa Antlaşması (1579) Bu antlaşma ile Azerbeycan,
Luristan, Gürcistan ve Dağıstan Osmanlılara bırakıldı. Osmanlı İmparatorluğu,
bu antlaşma ile doğuda en geniş sınırlara ulaşmış oldu. I. Ahmet Dönemi (1603-1611) Nedeni : Osmanlı Devleti'nin
Batı'da Avusturya ile savaşta bulunmasını ve Anadoludaki Celali İsyanlarını
fırsat bilen İran'ın Ferhat Paşa Antlaşması ile Osmanlı Devleti'ne verilen
yerleri geri almak istemesi. Şah Abbas, 1603'te Tebriz ve
Erivan'ı alarak Diyarbakır ve Musul'a kadar ilerledi. 1611 yılında Nasuh Paşa
Antlaşması imzalanarak bu savaşa son verildi. Nasuh Paşa Antlaşması (1611) 1. Bu antlaşma ile Osmanlı
Devleti, Ferhat paşa Antlaşması ile aldığı toprakları geri verdi. 2. İran her sene Osmanlı Devleti'ne
ikiyüz deve yükü ipek verecekti. Bu antlaşma Osmanlı
Devleti'nin elde ettiği toprakları geri verdiği ilk antlaşmadır. I. Mustafa Dönemi (1617-1618) Nedeni : İran'ın
antlaşmalarda verdiği sözü tutmayıp Osmanlı Devleti'ne söz verdiği ekonomik yükümlülüğü
yerine getirmemesi 1617-1618 tarihleri arasında
devam eden bu savaşlarda önemli bri çatışma olmadı, 1618'de İran ile Serav
Antlaşması imzalandı. 1618 yılında imzalanan Serav
Antlaşması ile Nasuh Paşa Antlaşması'nın koşulları her iki ülke tarafından da
yeniden kabul edildi. IV. Murat Dönemi (1622-1639) Nedeni : İran'ın hile ile
Bağdat'ı işgal etmesi. IV. Murat, İran'a iki sefer
düzenledi. Bu seferler sonunda Revan ve Bağdat'ı tekrar ele geçirdi. 1639 yılında İran ile Kasr-ı
Şirin Antlaşması imzalandı ve altmış yıldır süren İran savaşları sona erdi. Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639) 1. Azerbaycan ve Revan İran'a
bırakıldı. 2. Bağdat Osmanlı Devleti'ne
bırakıldı. 3. Zağros Dağları iki ülke
arasında sınır oldu. Bu antlaşma ile XVII. yüzyıl
Osmanlı-İran savaşları sona erdi ve bugünkü Türkiye-İran sınırı büyük ölçüde
çizildi. Osmanlı-Lehistan Savaşları Genç Osman Dönemi (1618-1622) Nedeni : Lehistan'ın
Boğdan'ın iç işlerine karışması. Genç Osman 1618 yılında Lehistan
seferine çıktı. Leh ordusunu yendi ve Hotin
Kalesi'ni kuşattı. Bu sefer, yeniçerilerin
gevşek davranması üzerine, 1620 yılında Hotin Antlaşması imzalanarak son buldu. Hotin Antlaşması (1620) 1. Lehliler ve Osmanlılar
birbirlerinin topraklarına saldırmayacaktır. 2. Lehistan, Kırım Hanı'na 40
bin düka altını vergi olarak ödemeye devam edecektir. Hotin seferi'nde
Yeniçerilerin yetersizliği anlaşılmış ve ilk defa Genç Osman, Yeniçeri Ocağı'nı
kaldırmak istemişti. IV. Mehmet Dönemi (1672-1676) Nedeni : Lehistan'ın, Türk
himayesinde bulunan Ukrayna Kazakları'nın iç işlerine karışması. Osmanlı ordusu 1672'de
Lehistan seferine çıktı. Lehliler birçok defa yenildi ve 1676'da Bucaş
Antlaşması imzalandı. Bucaş Antlaşması (1676) a) Ukrayna Osmanlıların
koruması altında kalacak. b) Podolya Osmanlılara
verilecek c) Lehistan her sene vergi
ödeyecek Bucaş Antlaşması, Osmanlı
İmparatorluğu'nun topraklarına toprak kattığı son antlaşmadır. Bu antlaşma ile
Osmanlı İmaparatorluğu Batı'da en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Not : Lehistan Diyet Meclisi,
Bucaş Antlaşması'nın vergiyle ilgili üçüncü maddesini kabul etmedi. Savaş
yeniden başladı. Osmanlılar vergiyle ilgili maddeyi kaldırınca 1676 yılında
Bucaş Antlaşması yenilendi. Osmanlı-Venedik Savaşları (1645-1669) Nedeni : Venediklilerin
Osmanlı ticaret gemilerine saldırması ve Osmanlı Devleti'nin Girit Adası'nı
almak istemesi. 1645'te Girit yüzünden
Osmanlı-Venedik savaşları başladı. 25 yıl alınamayan Kandiye
Kalesi'nin alınması ile Venedikliler barış isteğinde bulundu. Osmanlı-Avusturya Savaşları (1593-1606) Nedeni : 1. Avusturya ile Osmanlı
arasındaki sınır mücadelesi 2. 1593 tarihinde Bosna
Beylerbeyi Hasan Paşa'nın Avusturyalılar tarafından pusuya düşürülerek
öldürülmesi III. Murat Dönemi'nde
Avusturya savaşları başladı. 1573 yılında Estergon ve
Kanije kalelelerini Avusturya'ya kaptırdı. III. Mehmet Dönemi'nde
Avusturya'dan Eğri Kalesi alındı. 1596'da Haçova Savaşı ile
Avusturya ordusu bozguna uğratıldı. 1596'da Estergon ve Kanije Kaleleri
geri alındı. İran sorunu ve Celali
İsyanları yüzünden Osmanlı Devleti barış istedi ve 1606'da Zitvatorok
Antlaşması imzalandı. Zitvatorok Antlaşması (1606) 1. Eğri, Kanije ve Estergon
Kaleleri Osmanlılarda kalacaktır. 2. Avusturya Kuzey Macaristan
topraklarını elinde tuttuğu için her sene Osmanlılara ödediği vergiyi artık
ödemeyecektir. 3. Avusturya bir defaya
mahsus olmak üzere savaş tazminatı ödeyecektir. 4. Avusturya arşidükası
protokol bakımından Osmanlı padişahına denk olacaktır. Not : 1533 İstanbul
Antlaşması'na göre Avusturya arşidükası Osmanlı sadrazamına denkti. Zitvatorok Antlaşması ile
Osmanlı İmparatorluğu Orta Avrupa'daki üstünlüğünü kaybetmiş, Avrupadaki
devletlerle eşit seviyeye gelmişti. Osmanlı-Avusturya Savaşları (1622-1664) Avusturya'nın Erdel Beyliği
iç işlerine karışması. 1662'de Avusturya seferine
çıkan Osmanlı ordusu Uyvar, Zerinvar ve Novigrat kalelerini aldı. Bu savaşlar 1664 yılında
imzalanan Vasvar Antlaşması ile son buldu. Vasvar Antlaşması (1664) a) Uyvar ve Novigrat kaleleri
Osmanlılara bırakılacak, Zerinvar Avusturya'da kalacaktır. b) Erdel Osmanlı Devleti'nde
kalacak, Osmanlı Devleti ve Avusturya, Erdel'den askerlerini çekecektir. c) Avusturya, Osmanlıların
Erdel Beyi adayını tanıyacaktır. d) Avusturya savaş tazminatı
ödeyecektir. Bu antlaşmadan sonra
Avrupalılar, Osmanlıların eski gücünü kazandığını zannederek büyük bir paniğe
kapılmıştı. II. Viyana Kuşatması (1683) Nedenleri : 1. Koyu katolik olan
Avusturya'nın, Protestan Macarlara baskı yapması, 2. Macarların Sadrazam
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'dan yardım istemesi, 1682'de Osmanlı Devleti
Avusturya'ya savaş ilan etti. 1683'te Avusturya üzerine
sefere çıkıldı. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa,
1683'te Viyana'yı kuşattı. Haçlı ordusunun yardıma
gelmesi üzerine Osmanlı ordusu Viyana önlerinde bozguna uğradı. Bozgunun nedenleri : UYARI : II. Viyana bozgunu
ile, Kosova Savaşı'ndan sonra Avrupa'da taarruza geçen Osmanlılar, artık savunmaya
geçmiştir. Osmanlıları Avrupa'dan atmak
amacıyla "Kutsal İttifak" oluşturulmuştur. 1. Merzifonlu'nun deneyimli
komutan ve devlet adamlarının sözünü dinlememesi 2. Merzifonlu'nun şehrin
yağmalanmasına izin vermemesi, 3. Viyana'nın güçlü surlarla
çevrili olması, 4. Kırım Hanı'nın zamanında
yardım göndermemesi. Kutsal Bağlaşma ve Savaşlar (1683-1699) Nedeni : Osmanlı Devleti'nin
Viyana önünde bozguna uğraması ve bu fırsattan yararlanmak isteyen Hristiyan
Avrupa'nın Papa'nın önderliğinde kutsal ittifak kurarak, Türkleri Avrupa'dan
atmak istemesi. Avusturya, Macaristan ve
Erdel'i alıp Bulgaristan'a girdi, Osmanlı Devleti ile Haçlı
ittifakı arasında 1683'te dört cephede savaş başladı. Lehistan, Podolya ve
Boğdan'ı, Venedik, Mora ve Dalmaçya'yı aldı. 1687 yılında II. Süleyman,
1695'de de II. Mustafa tahta geçti. Yenilgilerin devam etmesi
üzerine Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi. Karlofça Antlaşması (1699) Avusturya, Lehistan, Venedik
ve Osmanlı Devleti arasında imzalandı. 1. Temeşvar ve Banat Yaylası
dışında kalan bütün Macaristan ve Erdel Avusturya'ya verildi. 2. Hırvatistan'ın bir bölümü
Avusturya'ya verildi; Sava ırmağı sınır oldu. 3. Podolya ve Ukrayna Lehistan'a
verildi. 4. Dalmaçya kıyıları ve Mora,
Venedik'e verildi. Korint Osmanlılarda kaldı. 5. Antlaşmanın süresi 25 yıl
olacak ve Avusturya'nın garantisinde bulunacaktı. Not : Rusya, Karlofça
Antlaşması imzalanırken iki yıllık bir ateşkes imzalamış ve barışa
yanaşmamıştır. Amacı Kırım'a doğru ilerlemektir. Ancak, Avrupalı Devletlerin
baskısıyla 1700'de antlaşma masasına oturmuştur. Osmanlılar, Karlofça ve
İstanbul Antlaşmaları'yla ilk defa toprak kaybına uğradı. Bu antlaşmalar, Osmanlı
İmparatorluğu'nun XVIII. yüzyıl genel politikasında belirleyici rol oynadı ve
Osmanlı Devleti'nde Gerileme Dönemi Başladı. XVIII. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti Osmanlı Devleti, 1699'da
imzalanan Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybettiği toprakları geri alma
siyaseti izledi. UYARI : Osmanlı Devleti,
Karlofça Antlaşması'ndan sonra sürekli toprak kaybetmesine rağmen uzun süre
varlığını koruyabilmiştir. Bunun nedeni, Avrupa Devletleri arasındaki çıkar
çatışmalarıdır. Osmanlı Devleti bu dönemde
başarılı olamadı, toprak kazanmak yerine, yeni toprak kayıpları yaşadı. Osmanlı Devleti'nde
"Gerileme Dönemi" 1792'de imzalanan Yaş Antlaşmasına kadar sürdü. Edirne Olayı II. Mustafa (1695-1703)
Karlofça Antlaşması'ndan sonra Edirne'ye çekilip, devlet yönetimini FEyzullah
Efendi'ye bırakıp, kendini av ve eğlenceye vermişti. Bu durumdan memnun olmayan ve
Edirne'nin başkent olacağı söylentilerine inanan bir grup İstanbul'da isyan
etti. Asiler 1703 yılında Edirne'ye
yürüyüp Feyzullah Efendi'yi idam ettikten sonra, II. Mustafa'yı tahttan
indirerek, yerine III. Ahmet'i tahta geçirdi. XVIII. Yüzyıl Dış Siyasal Gelişmeleri Prut Savaşı ve Prut Antlaşması (1711) Nedenleri : I. Petro'ya
Poltova Savaşı'nda yenilen XII. Şarl'ın Osmanlı Devleti'ne sığınması üzerine
Rusların Osmanlı topraklarına saldırması. 1711' de Sadrazam Baltacı Mehmet
Paşa Eflak'a girdi. UYARI : Baltacı Mehmet
Paşa'nın ileriyi göremeyen bir vezir olması ve çevresindekilerin paraya düşkün
olması nedeniyle bu seferden istenilen sonuç alınamamıştır. Baltacı Mehmet Paşa'nın Rus
ordusunu sıkıştırdığı bir sırada Rusya'nın barış istemesi üzerine Prut
Antlaşması imzalandı. Osmanlı-Venedik, Avusturya Savaşları ve Pasarofça
Antlaşması (1715-1718) Nedenleri : Osmanlı
Devleti'nin Karlofça Antlaşması ile kaybettiği Mora ve Dalmaçya kıyılarını
tekrar ele geçirmek istemesi ve Venediklilerin Mora Rumlarına baskı yapması ile
Mora Rumlarının Osmanlıdan yardım istemesi. Osmanlı Devleti, 1751 yılında
Mora'yı yeniden aldı. Osmanlı Devleti'nin Korfu
Adası'nı kuşatması üzerine Avusturya, Mora'nın tekrar Venediklilere verilmesini
istedi. Osmanlı Devleti, 1716'da
Avusturya'ya savaş ilan etti. Osmanlı ordusunun
Petervaradin'de yenilmesi üzerine, Avusturyalılar Belgrat'ı ele geçirdi. Osmanlı Devleti'nin barış
istemesi üzerine 1718'de Pasarofça Antlaşması imzalandı. Pasarofça Antlaşması (1718) Osmanlı Devleti ile Avusturya
arasında imzalanan bu antlaşma ile : 1. Yukarı Sırbistan, Belgrat,
Sırmiyum, Batı Eflak ve Banat Yaylası (Temeşvar) Avusturya'ya bırakıldı. 2. Venedik'ten alınan Mora ve
Grit Osmanlılarda kaldı. 3. Arnavutluk ve Dalmaçya
kıyılarındaki bazı kaleler Venedik'e verildi. Antlaşmanın Önemi : 1. Osmanlı Devleti, Batı'nın
üstünlüğünü tamamen kabul etti ve toprak kurtaramayacağını anladı. 2. Osmanlılar, Ortodoksları
koruma görevini son kez yerine getirdi. 3. İngiltere ve Hollanda'ya
verilen ayrıcalıklar Kapitülasyona dönüştürüldü. 4. Pasarofça Antlaşması'nın
yarattığı barış ortamında Lale Devri'ne girildi ve ilk defa Batı tipinde
ıslahatlara gidildi. Osmanlı-İran Savaşları (1722-1746) Nedenleri : Safavi Devleti'nin
Sunni Müslümanları Şiiliğe zorlaması üzerine Kafkasya ve Azerbaycan'da bulunan
Sunnilerin isyan ederek Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi. Sunnilerle İran arasında
çıkan savaşı fırsat bilen I. Petro Kafkasya'ya girip, Bakü taraflarını işgal etti. Osmanlı Devleti, 1724'te
Kafkasya'ya girdi. Fransa'nın araya girmesi ile
İstanbul Antlaşması imzalandı. İran tahtına geçen Şah
Tahmasb, Şahkulu'nunda desteğini alarak , tekrar Osmanlı üzerine yürüdü. 1730 yılında İstanbul'da
Patrona Halil İsyanı çıktı. İsyancılar III. Ahmet'i
tahttan indirerek yerine I. Mahmut'u tahta geçirdi. I. Mahmut Dönemi'nde İran ile
1732'de Ahmet Paşa Antlaşması imzalandı. 1639'da İran ile Kasr-ı Şirin
Antlaşması imzalandı. İstanbul Antlaşması (1724) : 1. Derbent, Bakü Kaleleri ve
Dağıstan Rusya'ya bırakıldı. 2. Gence, Karabağ, Revan ve
Tebriz Osmanlı Devleti'ne verildi. İstanbul Antlaşması (1724)
Osmanlılarla Ruslar arasındaki ilk dostluk antlaşmasıdır. Patrona Halil İsyanı Lale Devri'nde Avrupa tarzında
yapılan ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın kişiliği ile özdeşleştirilen
ıslahatlar, ulemadan ve yeniçerilerden bir takım kişilerin çıkarlarına ters
düşmüştü. Lale Devri ile birlikte artan Lüks yaşantı, fakir halkın tepkisine
yol açmıştı. O yıllarda İran ile yapılan
savaşlar da devam etmekteydi. Sadrazam Damat İbrahim
Paşa'nın İran seferine gitmek istememesi, ona karşı olanlara bulunmaz bir
fırsat vermiş, Bayezit Hamamı tellaklarından Patrona Halil ve Muslu Beşe
ismindeki iki Arnavut önderliğinde bir grup 1730 yılında isyana başlamışlardı. Vergilerden şikayet eden halk
ve İran Seferi'ne katılmak istemeyen Yeniçeriler de isyana katılınca, isyan
giderek büyümüş, saraya giden asiler, padişah III. Ahmet'ten Damat İbrahim
Paşa'nın kafasını istemişlerdi. Kendilerine teslim edilen Nevşehirli Damat
İbrahim Paşa'yı idam eden asiler, tekrar saraya yürüyerek, padişah III. Ahmet'i
tahttan indirerek yerine I. Mahmut'u geçirdiler. Bu isyanla Lale Devri sona
ermiş oldu. Ahmet Paşa Antlaşması (1732) İran ile Osmanlı Devleti
arasında imzalanan bu antlaşma ile; 1. Gence, Tiflis ve Dağıstan
Osmanlılarda kaldı. 2. Tebriz, Kirmanşah ve
Hemedan Eyaletleri İran'a verildi. Osmanlı-Rusya, Avusturya Savaşları ve Belgrat
Antlaşmaları (1736-1739) Nedenleri : 1. Rusya'nın İran savaşları
sırasında Kırım Hanı'nın İran'a gidişini engellemesi 2. Rusya'nın Lehistan'ın iç
işlerine karışması 3. Avusturya ile Rusya
arasında bağlaşma yapılması Osmanlı Devleti, 1736 yılında
Rusya ve Avusturya ile savaşa girdi. 1739 yılında, Avusturya ile
Belgrat Antlaşması imzalandı. UYARI : Belgrat
Antlaşmaları'ndan sonra Avusturya ve Rusya aralarındaki bağlaşmayı yenileyip,
Osmanlı Devletine bildirdiler. Buna karşılık Osmanlı Devleti İsveç'te bir
bağlaşma yaparak Avusturya ve Rusya'ya bildirdi. Böylece, Batı'da uzun süren
barış dönemi başladı. Rusya ile de Belgrat'ta
ikinci bir antlaşma imzalandı. Osmanlı-Rus Savaşı ve Küçük Kaynarca Antlaşması
(1768-1774) Nedenleri : Rusya'nın
geleneksel Karadeniz'e inme, Boğazlardan geçerek sıcak denizlere açılma
politikası. Bu politikanın sonucu olarak
Rusya, 1768 'de Lehistan'ın iç işlerine karıştı. III. Mustafa, 1768'de
Rusya'ya savaş ilan etti. Osmanlı ordusu birçok cephede
yenilgiye uğradı. Rus donanması, 1770'te
Çeşme'de Osmanlı donanmasını yaktı. 1774 yılında III. Mustafa'nın
yerine I. Abdülhamit tahta geçti. 1774 yılında, Rusya ile Küçük
Kaynarca Antlaşması imzalandı. Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) Küçük Kaynarca Antlaşması,
Osmanlı Devleti'nin o güne kadar imzaladığı en ağır koşullu antlaşmadır. Bu
antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin egemenlik hakları zedelenmiştir. Bu antlaşma
ile Osmanlı Devleti'nin büyük devlet olma özelliği sona ermiş ayrıca Rusya,
Akdenize inme politikasını gerçekleştirmiştir. Yine Rusya, ilk defa
Osmanlıların iç işlerine karışma hakkını elde etmiş, Ortodoksları koruma görevi
Rusya'ya geçmiştir. Kırım Olayı Ruslar, Küçük Kaynarca
Antlaşması'ndan sonra, Kırım'ı kendilerine bağlamak istediler. Ruslar 1778 yılında Kırım'a
girerek, kendi yandaşı olan Şahin Giray'ı han seçtirdi. Osmanlı Devleti bu hanlığı
onaylamadı. 1779 tarihinde Fransa'nın
devreye girmesi ile Rusya ile Aynalıkavak Tenkinamesi imzalandı. UYARI : Böylece, Kırım
Rusya'ya bağımlı hale getirildi. 1783'te Şahin Giray'la anlaşan II. Katerina,
Kırım'ı Rus topraklarına kattı, Osmanlı Devleti bu olayı ancak protesto
edebildi. Osmanlı-Avusturya, Rusya Savaşları, Ziştovi ve Yaş
Antlaşmaları (1787-1792) Nedenleri :
Rusya'nın, Aynalıkavak'a rağmen, Kırım'ın iç işlerine karışması ve 1783 yılında
Kırım'ı işgal etmesi. Osmanlı Devleti, Kırım'ın
Rusya'ya bağlanmasını kabul etmedi ve 1787 yılında Rusya'ya savaş açtı. Kısa bir süre sonra Avusturya
ile de savaşa girildi. 1789'da Rusların Ozi Kalesi'ni
alarak halkı kılıçtan geçirmesi üzerine I. Abdulhamit üzüntüden öldü. 1789 yılında III. Selim tahta
geçti. 1789 yılında Fransız İhtilali
oldu. Osmanlı Devleti Avusturya ile
Ziştovi Rusya ile de Yaş Antlaşmasını imzaladı. Ziştovi Antlaşması (1791) Avusturya ile Osmanlı Devleti
arasında imzalandı. 1. Avusturya, savaşta aldığı
toprakları Osmanlı Devleti'ne geri verecektir. 2. Orsova ve Unna Irmakları
arasındaki topraklar Avusturya'ya bırakılacaktır. Yaş Antlaşması (1792) Rusya ile Osmanlı Devleti
arasında imzalandı. 1. Kırım'ın Rusya'ya ait
olduğu kabul edildi. 2. Dinyester Irmağı Rusya ve
Osmanlı Devleti arasında sınır olarak kabul edildi. 3. Rusya, Boğazlar'dan geçip
serbestçe ticaret yapabilecekti. Osmanlı-Fransız İlişkileri Fransa, Rusya'nın ve
Avusturya'nın Osmanlı toprakları üzerinde yerleşmesini istemiyordu. Lale Devri'nde
Osmanlı-Fransız dostluğu iyice arttı. I. Mahmut zamanında 1740
yılında imzalanan antlaşma ile Fransa'ya kapitülasyonlar verildi. 1789 İhtilali ile Fransa'da
başa geçen Drektuvar hükümeti döneminde Osmanlı-Fransız ilişkileri bozuldu. 1789 yılında Napolyon
Bonapart Mısır'ı işgal etti. Fransa ile 1801 yılında
El-Ariş Mukavelesi imzalandı. UYARI : Osmanlı devlet
adamları, XVIII. yüzyılın sonlarında var olan topraklarını korumak için denge
siyaseti izlemeye başlamıştır. Denge siyaseti, Avrupalı devletler arasındaki
çıkar çatışmalarından faydalanarak toprak bütünlüğünün korunmasıdır. III. Selim Dönemi'nde ağırlık
kazanmıştır. Öncelikle Akdenizdeki Osmanlı varlığını korumaya yönelik bir amaç
izlenmiştir. El-Ariş Mukavelesi (1801) Fransa ile Osmanlı Devleti
arasında imzalandı. Bu mukaveleye göre ; 1. Fransızlar Mısır'ı
boşaltacaklar 2. İngilizler deniz yolu ile
Fransız askerlerini ülkelerine götüreceklerdir Ulusçuluk Eylemleri Sırp İsyanı (1804) Nedenleri : 1. Osmanlı Devleti'nde
merkezi otoritenin zayıflaması 2. Sırbistan'ı yöneten
Yeniçeri kodamanlarının halka baskı yapması 3. Rusya ve Avusturya'nın
kışkırtması. 4. 1789 Fransız İhtilali ile
ortaya çıkan "ulusçuluk" akımlarının Sırplar arasında yayılması. 5. XVIII. yüzyılda
Osmanlı-Avusturya, Rusya arasında çıkan savaşların Sırp topraklarında yapılması Sırplar , 1804'te, Kara Yogi
önderliğinde ayaklanma başlattı. 1812'de imzalanan Bükreş
Antlaşması ile Sırplara ayrıcalık verildi. Sırp ayaklanması, 1813'te
Miloş Obronoviç önderliğinde yeniden başladı. 1829'da Edirne Antlaşması ile
Özerk Sırbistan Prensliği kuruldu. 1878 Berlin Antlaşması ile
Sırbistan bağımsızlığını elde etti. UYARI : Sırp Ayaklanması,
Fransız Devrimi'nin getirdiği ulusçuluk akımının Osmanlı Devleti'nde görülen
ilk etkisidir. 1789 Fransız İhtilali Yalnız Fransa'da değil bütün
dünyada etkileri görülen Fransız İhtilali, dünya tarihinde yeni bir çağın
başlangıcı olmuştur. Avrupa'da mutlakiyet idarelerinin yıkılışını başlatan bu
olay, Fransa'nın XVIII. yüzyılın başlarından itibaren sürüklendiği ekonomik ve
sosyal bunalımların doğal bir sonucu idi. 14 Temmuz 1789 tarihinde Fransız
Kralı XVI. Lui'nin meclisi dağıtmak istemesi üzerien halk ayaklandı ve Bastille
Hapisanesi'ni bastı. Mahkumlar serbest bırakıldı ve isyan giderek büyüyerek
bütün Avrupa'ya yayıldı. Bükreş Antlaşması (1812) Osmanlı Devleti ile Rusya
arasında 1812 tarihinde imzalandı. Antlaşma maddeleri şu
şekildeydi: 1. Eflak ve Boğdan Osmanlı
Devleti'ne geri verilecek, ancak Osmanlı Devleti, Eflak ve Boğdan beylerini
görevine iade edecektir. 2. Beserabya Rusya'ya
verilecek, Prut ırmağı sınır olacaktır. 3. Osmanlı Devleti,
Sırbistan'a ayrıcalık verecektir. Bükreş Antlaşması ile Osmanlı
Devleti ilk defa kendisine bağlı bir ulusa ayrıcalık verdi. Edirne Antlaşması : 1. Yunanistan bağımsız olacaktır. 2. Eflak ve Boğdan
özerkleştirilecektir. 3. Sırbistan Prensliği
kurulacaktır. 4. Tuna Irmağının kenarındaki
bazı kaleler Rusya'ya verilecektir. 5. Rus ticaret gemileri
Boğazlar'dan serbestçe geçecektir. 6. Osmanlı Devleti, Rusya'ya
savaş tazminatı ödeyecektir. 7. Doğu Anadolu'da bazı
kaleler Rusya'ya bırakılacaktır. Antlaşmanın Önemi : 1. Edirne Antlaşması, Osmanlı
Devleti'nin Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan sonra imzaladığı en ağır koşullu
antlaşmalarından biridir. 2. İlk defa Osmanlı
Devleti'ne bağlı bir ulus bağımsızlık kazanmıştır. 3. Rusya, Orta Avrupa
ticaretini denetlemeye başlamıştır. 4. Bugünkü Romanya'nın
temelleri atılmıştır. 5. Mısır Sorunu'nun
başlamasına neden olmuştur. Osmanlı Devleri, bu
antlaşmadan sonra Rusya'ya karşı tek başına olamayacağını anladı ve kendi
varlığını sürdürmenin Avrupa devletleri arasındaki denge politikasına bağlı
olduğunu gördü. Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878) 1. Sırbistan, Karadağ ve
Romanya'ya bağımsızlık verilecektir. 2. Bulgaristan 3 Bölüme
ayrılacak; Makedonya Osmanlı Devleti'ne verilecek, Doğu Trakya
özerkleştirilecek, Bulgaristan Prensliği kurulacak. Böylece, Rusya'nın
Balkanlar'da güçlenmesi ve Balkanlar üzerinden Akdeniz'e inmesi engellendi. 3. Kars, Ardahan ve Batum
Rusya'ya verilecek, Doğu Bayezit Osmanlı Devleti'ne kalacaktır. (Kars, Ardahan ve Batum Brest
Litowsk Antlaşmasıile Osmanlı Devleti'ne geri verildi.) 4. Bosna Hersek, Osmanlı
Devleti'ne bağlı olacak, Avusturya tarafından yönetilecektir. (1908'de
Avusturya, Bosna Hersek'i işgal etti.) 5. Girit ve Ermenistan'da
ıslahat yapılacaktır. 6. Teselya Yunanistan'a
bırakılacaktır. 7. Osmanlı Devleti, Rusya'ya
savaş tazminatı ödeyecektir. Antlaşmanın önemi : 1. Osmanlılara bağlı pek çok
ulus bağımsızlığını kazandı. 2. Osmanlılarda çoküş dönemi
başladı. 3. Osmanlı Devleti'nin
egemenlik hakları zedelendi. 4. Ermeni sorunu başladı. 5. Rusya'nın Balkanlar'da
güçlenmesi ve Akdeniz'e inmesi engellendi. 6. İngiltere ve Fransa'nın
Osmanlı Devleti'ni korumaktan vazgeçtiği anlaşıldı. 7. Osmanlı-Alman yakınlaşması
başladı. Yunan İsyanı (1820-1829) Nedenleri : 1. Osmanlı Devleti'nde
merkezi otoritenin zayıflaması 2. 1789 Fransız İhtilali ile
ortaya çıkan "ulusçuluk" akımlarının Yunanlılar arasında yayılması. 3. Rönesans ve Hümanizm
hareketleri ile Avrupa'da Yunan hayranlığının başlaması. 4. Rumlar'ın, gemicilik
sayesinde Avrupa ile iyi ilişkilere girmesi 5. Rumlar'ın, bağımsızlık
amacıyla Etnik-i Eterya Cemiyeti'ni kurması. Rumlar 1820'de Eflak'ta isyan
etti. 1821 yılında Mora
Yarımadası'nda isyan çıktı. Mora isyanı, Mehmet Ali
Paşa'nın yardımı ile bastırıldı. İngiltere, Fransa ve Rusya,
Osmanlı Devleti'nin Yunanistan'a bağımsızlık vermesi için 1827'de Navarin'de
Osmanlı donanmasını yaktı. 1829'da Edirne Antlaşması ile
Yunanistan bağımsızlığını elde etti. UYARI : Ulusçuluk akımının
etkisiyle Osmanlılardan bağımsızlığını elde eden ilk ulus Yunanlılar (Rumlar)
olmuştur. Etnik-i Eterya Cemiyeti Bu cemiyet 1814'te Odessa'da
ikisi Rum, biri Bulgar üç kişi tarafından kurulmuştur. Cemiyetin asıl amacı
eski Bizans İmparatorluğu'nu yeniden canlandırmaktı. İstanbul Patriği ile Rus
Çarı'nın da desteklediği bu derneğin başında Rus Çarı'nın yaveri olan Aleksandr
Ipsillanti bulunuyordu. Cemiyet kısa sürede güçlenmiş, Yunanistan ve
İstanbul'da şubeler açmıştır. Kavalalı Mehmet Ali Paşa 1769'da Kavala'da doğdu.
1799'da Fransızlar'ı Mısır'dan çıkarmak üzere gönderilen orduda bayraktar
olarak görev aldı. Kısa sürede "başıbozuk alayı" komutanlığına
atandı. Mısır'da çıkan Kölemen ayaklanmalarını bastırdı. 1805'te Mısır
valiliğine atandı. Mısır'da Avrupalı uzmanların denetiminde kuvvetli bir ordu
kurdu. Ayrıca Batı eğitim sistemine dayalı bir eğitim sistemi ve toprak
reformunu gerçekleştirdi. Bu arada İstanbul ile iyi geçinmeye de dikkat etti.
Hicaz'da çıkan Vahhabi İsyanı'nı bastırdı. 1820'de Sudan'ı ele geçirdi. 1824'te
Mora ayaklanmasının bastırılmasında Osmanlı ordusuna çok yardımı oldu. Oğlu
için istediği Suriye valiliği yerine Girit valiliği verilince devlete karşı ilk
Müslüman isyanı başlattı. 1841'de Suriye elinden alındıysa da Mısır'da kendi
hanedanını kurdu. Eflak-Boğdan, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek
İsyanları (1875-1878) Nedenleri : 1. 1789 Fransız İhtilali'nin
getirdiği uluşçuluk akımı 2. Rusya'nın Panislavizm
politikası. İlk ayaklanma 1875 yılında
Bosna ve Hersek'te meydana geldi. Aynı yıl Bulgarlar da
ayaklandı. Kargaşadan yararlanan Sırplar
ve Karadağlılar da Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. Avrupa devletleri
Balkanlardaki barışı sağlama amacıyla İstanbul'da bir konferans düzenledi. Osmanlı Devleti, Avrupa'nın
iç işlerine karışmasını engellemek amacıyla 1876 yılında Kanun-ı Esasiyi ilan
etti. Osmanlı-Rus Savaşları 1807-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması Nedeni :
1804 Sırp isyanında Rusya'nın Sırpları kışkırtması ve çıkan isyanı
desteklemesi. Osmanlı Devleti, 1806
tarihinde Boğazlar'ı Rusya'ya karşı kapattı. 1806 tarihinde Rusya Eflak ve
Boğdan'ı işgal etti. 1807 tarihinde de Osmanlı
Devleti Rusya'ya savaş ilan etti. Fransa'ya güvenerek bu savaşa
giren Osmanlı Devleti, Fransa'nın iki yüzlü politikası sonucu 1812'de Bükreş
Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi. 1827-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması Savaşın Nedenleri : 1. Rusya'nın 1820 tarihindeki
Yunan isyanını desteklemesi 2. 1827 yılında da Navarin'de
Osmanlı ve Mısır donanmasını yakılması olayına katılması. 1827'de Rusya, Osmanlı
Devleti'ne savaş ilan etti. Osmanlı Devleti'nin savaşa
hazır olmaması nedeniyle, Rusya, Batı'da Edirne'yi, Doğu'da da Erzurum'u ele
geçirdi. Osmanlı Devleti, 1829
tarihinde Edirne Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi. Kırım Savaşı (1853) ve Paris Antlaşması Savaşın Nedenleri : 1. Rusya'nın Akdeniz'e inme
emelleri. 2. Rusya'nın, Eflak ve
Boğdan'ı işgal edip, Sinop'ta Osmanlı donanmasını yakması. 1853 yılında İngiltere ve
Fransa, Osmanlı Devleti ile ittifak yaparak Rusya'ya savaş ilan etti. 1856'da Kırım'ın Sivastopol
ve Malakof şehirleri ele geçirildi. 1856 yılında Paris Antlaşması
imzalandı. Paris Antlaşması (1856) Koşulları : 1. Osmanlı Devleti bir Avrupa
devleti sayılacak, Avrupa Devletler Hukukundan yararlanacaktır. Osmanlı
Devleti'nin toprak bütünlüğü Avrupa devletleri tarafından korunacaktır. 2. Karadeniz, tarafsız hale
getirilecek, savaş gemisi bulunmayacak, yalnızca ticaret gemileri geçecektir. 3. Rusya ve Osmanlı Devleti,
Karadeniz'de savaş gemisi bulundurmayacaktır. 4. Eflak ve Boğdan'a özerklik
verilecek, Avrupa devletleri'nin garantisinde olacaktır. 5. Tuna ırmağında ticaret
gemileri serbestçe dolaşacak ve Avrupa Devletleri tarafından denetlenecektir. 6. Boğazlar, 1841 Londra
Senedi'ne göre düzenlenecektir. 7. Osmanlı Devleti'nde 1856
Islahat Fermanı izlenecek, ancak iç işlerine müdahale edilmeyecektir. Antlaşmanın Önemi : 1. Osmanlıların XIX. yüzyılda
kazanan devlet olarak imzaladıkları tek antlaşmadır. 2. Osmanlı Devleti'nin kendi
toprak bütünlüğünü koruyamayacağı anlaşıldı. 3. Osmanlı Devleti, bir
Avrupa devleti olmanın diyetini Islahat Fermanı ile ödedi. 4. Osmanlı Devleti, savaşı
kazanan devlet olmasına rağmen yenik devlet durumuna düşürüldü. 5. Karadeniz tarafsız bir
deniz haline getirildi. 6. Rusya'nın Akdeniz'e
inmesini engelleyerek İngiltere ve Fransa Akdeniz'de güvenliklerini sağladı. 7. Rusya'nın Balkanlar'da
egemenlik kurması engellendi. 8. Rusya, 1774'te imzalanan
Küçük Kaynarca Antlaşması ile elde ettiği haklarını kaybetti, bundan sonra
Pan-Slavizm politikasını ortaya attı. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ve Ayastefanos
Antlaşması Nedenleri : 1. Paris Konferansı'nda
çıkarları zedelenen Rusya'nın Pan-Slavizm politikasına ağırlık vermesi 2. Rusya'nın Balkan
uluslarını Osmanlı'ya karşı ayaklanmaya kışkırtması Osmanlı Devleti, 1876'da
toplanan Berlin, İstanbul ve Londra konferanslarında alınan, kendi aleyhindeki
kararları kabul etmedi. Bunun üzerine 1877'de Rusya,
Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. Ruslar, Doğu'da Kars,
Ardahan, Batum ve Erzurum'u, Batı'da da Edirne'yi aldı. Osmanlı Devleti bütün
cephelerde yenilince, 1878'de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması imzalandı. UYARI : Ayastefanos
Antlaşması, İngiltere ve Avusturya karşı çıktığı için uygulanmadı. İngiltere,
Rusya'nın Doğu Akdeniz'de; Avusturya da, Rusya'nın Balkanlar'da güçlenmesini
istemediğinden, bu antlaşmaya karşı çıktı. Ayastefanos Antlaşması (3 Mart 1878) : 1. Sırbistan, Karadağ ve
Romanya'ya bağımsızlık verilecektir. 2. Büyük Bulgaristan Krallığı
kurulacaktır. 3. Kars, Ardahan, Batum ve
Doğu Bayezıt Rusya'ya bırakılacaktır. 4. Bosna ve Hersek
özerkleştirilecektir. 5. Girit ve Ermenistan'da
ıslahat yapılacaktır. 6. Teselya, Yunanistan'a
bırakılacaktır. 7. Osmanlı Devleti, Rusya'ya
savaş tazminatı ödeyecektir. Mısır Sorunu Mehmet Ali Paşa İsyanı Kavalalı Mehmet Ali Paşa,
Napolyon'un Mısır'ı işgali sırasında Kahire'ye geldi. 1804 yılında Mısır valiliğine
getirildi. Mısır'da birçok ıslahatlar
yaptı. 1821'de Mora'da ortaya çıkan
Rum isyanını bastırdı. Mora valiliği isteği
reddedilince, Suriye ve Çukurova'ya girerek Kütahya'ya kadar ilerledi. Bunun üzerine II. Mahmut,
Rusya'dan yardım istedi. UYARI : Osmanlı Devleti, ilk
defa kendi valisi ile savaştı. Mısır sorunu bir iç sorunken zamanla uluslar
arası bir sorun haline geldi. 1833 yılında Rus donanması
İstanbul'a geldi. 1833 yılında Kütahya
Antlaşması imzalandı. Osmanlı Devleti, 1833'de
Rusya ile Hünkar İskelesi Antlaşması'nı imzaladı. Kütahya Antlaşması (1833) : Koşulları : 1. Mehmet Ali Paşa'ya Girit
Valiliğine ek olarak Suriye Valiliği verilecektir. 2. Oğlu İbrahim Paşa'ya Cidde
Valiliğine ek olarak Adana Valiliği verilecektir. 3. Mehmet Ali Paşa, Osmanlı
Devleti'ne vergi ödeyecektir. Hünkar İskelesi Antlaşması (1833) Osmanlı Devleti ile Rusya
arasında imzalandı. Koşulları : 1. Osmanlı İmparatorluğu ve
Rusya savaş durumunda birbirlerine yardım edecektir. 2. Osmanlı İmparatorluğu'na
saldırı olursa, Rusya asker gönderecek, masrafaları Osmanlı Devleti tarafından
karşılanacaktır. 3. Rusya'ya saldırı olursa
Osmanlı Devleti Boğazları kapatacaktır. 4. Anlaşma sekiz yıl geçerli
olacaktır. Önemi : 1. Osmanlı Devleti ile Rusya
arasında ittifak kuruldu. 2. Rusya, Karadeniz'de
güvenliğini sağladı. 3. Osmanlı Devleti,
Boğazlar'daki egemenlik haklarını kendi isteği doğrultusunda son kez kullandı. 4. Boğazlar sorunu başladı. Nizip Savaşı (1839) Kütahya Antlaşması, ne
Osmanlı Devleti'ni, ne de Mehmet Ali Paşa'yı memnun etmişti. 1839 yılında Mehmet Ali Paşa,
Osmanlı Devleti'ne ödemesi gereken vergiyi ödemedi. Mehmet Ali Paşa, aynı yıl
bağımsızlığını ilan etti. 1839 yılında Osmanlı ve Mısır
orduları Nizip'te karşılaştı ve Osmanlı ordusu yenildi. Avrupa ülkeleri, 1840
yılında, Londra'da bir konferans topladı. Konferans'ta Osmanlı
Devleti'nin Mehmet Ali paşa'ya karşı korunması kararı alındı. 1840 yılında Londra Antlaşması
imzalandı. Londra Antlaşması (1840) 1840 yılında Londra'da
Osmanlı Devleti, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya delegeleri bir araya
gelerek Mısır Sorununu halletmek üzere bir mukavele imzaladılar. Bu mukaveleye
göre: 1. Mısır eyaleti hukuk bakımından
Osmanlı Devleti'ne bağlı olmakla beraber, yönetim açısından Mehmet Ali Paşa'ya
bırakıldı. 2. Mısır'ın Osmanlı
Devleti'ne yılda 80 bin kese altın vermesi kararlaştırıldı. 3. Suriye, Adana ve Girit
Osmanlı Devleti'ne geri verilecek. Berlin Konferansı'ndan Sonra Osmanlı-Avrupa ve
Osmanlı-Balkan İlişkileri İngiltere'nin Kıbrıs'ı Alışı (1878) Kıbrıs, 1570 yılında Sokullu
devrinde Osmanlı topraklarına katıldı. Ada, İngiltere tarafından
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, güya adayı Rus saldırılarına karşı
korumak amacıyla, işgal edildi. Tunus'un Fransızlar Tarafından İşgali (1881) Fransızlar, 1830'da Cezayir'i
işgal etti. Fransızlar, Berlin
Konferansı'nda Tunus'a yerleşme arzularını bildirdi. Fransa, 1881 yılında Tunus'u
işgal etti. Mısır'ın İngilizler Tarafından İşgali (1882) Mısır, 1517 yılında Yavuz
Sultan Selim zamanında Osmanlı topraklarına katıldı. 1869'da Süveyş Kanalı'nın
açılması ile Mısır'ın stratejik ve ekonomik önemi iyice arttı. 1881'de Fransızlar'ın Tunus'u
işgali üzerine İngilizler harekete geçti. İngitere 1882 yılında
Mısır'da çıkan isyanı bahane ederek Mısır'ı işgal etti. Girit Sorunu ve Osmanlı-Yunan Savaşı (1897) 1878 Berlin Antlaşması'nda
Girit'e imtiyaz verilmesine rağmen, adada bulunan Rumlar ile İstanbul arasındaki
anlaşmazlıklar devam etti. 1896 yılında Girit'de çıkan isyan sonunda,
Yunanistan adaya asker çıkardı. Ertesi yıl Osmanlı-Yunan savaşı başladı. 1897 yılında Yunanistan ile
bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşma ile; Girit'e
muhtariyet verilemsi ve Yunanistan krallık soyundan bir prensin Girit'e vali
olarak tayin edilmesi kararlaştırıldı. 1908'de Venizelos, Girit'i Yunan
Krallığı adına yönettiğini ilan etti. Balkan Savaşları sonunda
Osmanlı Devleti, Girit'in Yunanistan'a ait olduğunu kabul etti. Doğu Rumeli ve Bosna-Hersek 1878 Berlin Konferansı ile
Bulgaristan üç kısıma ayrıldı. 1885 yılında Filibe'de, Doğu
Rumeli'yi, Bulgaristan'a bağlamak amacıyla bir isyan çıktı. 1897'de Bulgaristan Prensi,
Osmanlı Devleti tarafından, Doğu Rumeli Valisi olarak kabul edildi. 1908'de (II. Meşrutiyet'in
ilan edildiği sırada) Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti. Aynı yıl Avusturya
Bosna-Hersek'i topraklarına kattığını belirtti. |